Dünya bu görüntüyü konuşuyor: Propaganda mı, Stockholm sendromu mu?
Hamas propagandası mı, Stockholm sendromu mu yoksa bu ölümcül savaşta insani bir yan mı?
Rehinelerin serbest bırakıldığı ve esirlerle kaçıranlar arasındaki alışılmadık diyalogları gösteren görüntüler gözlemcileri kayıtsız bırakmadı.
Öyle ki görüntüler sosyal medyayı ve bazı basın organlarını ikiye bölmeye devam ediyor.
Bazıları bin 200 İsraillinin ölümünden sorumlu İslamcı bir grubun “insanlığını” alkışlamanın ne kadar akıllıca olduğunu sorguluyor.
İnsani ateşkesin yürürlüğe girmesinden ve ilk rehine grubunun 24 Kasım’da serbest bırakılmasından bu yana, Hamas’ın esirleri Uluslararası Kızılhaç’a teslim ettiği anın görüntüleri sosyal medyada dolaşıyor.
Serbest bırakılan bir anne ve kızının bir Hamas savaşçısına veda ederken gülümsediği ve bir rehinenin Kızıl Haç aracına binerken kendisini esir alan kişiye teşekkür ettiği görüntüler manşetlere taşındı.
X’te (eski adıyla Twitter) yaygın olarak paylaşılan bir videoda, 7 Ekim’de bir partide kaçırılan genç rehine Maya Regev serbest bırakılırken bir Hamas militanının “güle güle Maya” diye bağırdığı duyuluyor. Genç kız ise ona “şükran” (Arapça’da “teşekkür ederim”) diye cevap veriyor.
Öte yandan, İsrail’in 13. kanalında köşe yazarlığı yapan Alon ben David’e ait bir video da internet sitelerinde dolaşıyor. David, söz konusu görüntülerde, Hamas’ın rehinelere iyi davrandığını ve işkence ya da kötü muamele göstermediklerini iddia ediyor.
Ekim ayında serbest bırakılan ilk rehine olan 85 yaşındaki Yocheved Lifshitz’in gazetecilere Hamas savaşçılarının “kendisine ve diğer rehinelere iyi baktıklarını ve ihtiyaç duydukları her şeyi sağladıklarını söylemesi, Alon Ben David’i doğrular nitelikte oldu.
Bazıları bu fotoğraf ve videolarda, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılan Hamas militanlarında bir insanlık örneği görürken, bazıları da skandal ve propaganda çığlıkları atarak tepki göstermekte gecikmedi.
New York Post’un haberine göre, X’te Maree Campbell adlı bir sörfçü, Maya Regev’in 26 Kasım Pazar günü serbest bırakılmasının ekran görüntüsünü paylaştıktan sonra şu yorumla internet kullanıcılarının öfkesini üzerine çekti:
“Yüz ifadeleri konusunda uzman değilim ama gözlerindeki bakışa ve yüzündeki ifadeye bakılırsa, bunun bir minnettarlık ve teşekkür ifadesi olduğunu söyleyebilirim.”
Sörfçüye tepkiler gecikmedi ve bazı sosyal medya kullanıcıları paylaşımı “terörizmi” övmekle suçladı. “Ne için teşekkür? Onu elli gün boyunca karanlık bir tünelde esir tuttuğu için mi? Stockholm sendromu diye bir şey duymadınız mı hiç?” yorumunu yaptı. Bir başka kullanıcı ise “Ona açtıkları kurşun yarasından dolayı bacağında vidalar var. Bu saçmalığı yazmaya nasıl cüret edersiniz!” diye ekledi.
“TAMAMEN PROPAGANDA”
İsrail basını da bu yorumlara karşı çıkarak Hamas tarafından yürütülen bir propaganda kampanyasını kınadı.
The Times of Israel gazetesi, bir grup rehinenin serbest bırakıldığı her seferinde, Hamas basın ofisi tarafından “kaçırılanların gülümseyerek el salladığını ya da kendilerini Hamas militanlarına veda ettiğini gösteren propaganda görüntüleri” yayınlandığını belirtiyor.
Gazete, “Klipler Hamas’ın dünyaya rehinelere insanca davrandığını gösterme çabası gibi görünüyor. Bazı Filistin yanlısı aktivistler de bu görüntüleri kullanarak bu noktaya dikkat çekmeye çalışıyor” diye ekliyor.
Ha’Aretz gazetesinden Maya Lecker de Hamas’ın 7 Ekim’de gerçekleştirdiği saldırıyı unutturma çabası olarak nitelendirdiği videolara tepki gösterdi.
Maya Lecker şunları söyledi:
“Hamas militanlarını, aile üyelerini öldürdükten sonra (bazen kendi gözleri önünde) kameralar karşısında esirlerini selamladıkları için alkışlamak, insanlık çıtasını çok aşağılara çekmektir.”
STOCKHOLM SENDROMU NEDİR
Stockholm sendromu, rehinenin kendisini rehin alan kişiyle olası diyalog sürecinde oluşan, duygusal anlamda sempati aşk ve empati oluşması olarak özetlenebilecek psikolojik durumu anlatan bir terimdir.
Psikiyatr Nils Bejerot tarafından adlandırılan sendrom, ismini 1973 yılında İsveç’in başkenti Stokholm’de yaşanan bir olaydan almaktadır. Banka soyguncusu tarafından altı gün boyunca rehin tutulan bir kadın, soyguncuya duygusal olarak bağlanır. Serbest kaldığında soyguncuyu savunmakla kalmaz, nişanlısını terk ederek kendisini rehin alan banka soyguncusunun hapisten çıkmasını bekler.