Genetik yatkınlık risk taşıyor: “Tiroit kanserinin görülme sıklığı artıyor”

Tiroit Kanseri ve Genetik Yatkınlık

Doç. Dr. Ozan Akıncı, genetik yatkınlığın, tiroit kanserine yakalanma riskini artıran önemli bir faktör olduğunu belirtti. Aile bireylerinde hastalık öyküsü bulunan kişilerde bu kanserin daha yüksek görülme olasılığı olduğuna dikkat çekti.

Son 30 yılda toplumda giderek artan sıklığıyla dikkat çeken tiroit kanserinin, 2030 yılında en yaygın kanser türü olması bekleniyor. Tiroit kanserinde çevresel faktörler, yaşam tarzı değişiklikleri ve genetik yatkınlığın da büyük rol oynadığı belirtiliyor.

Doç. Dr. Ozan Akıncı, hastaların boyunda şişlik, ses kısıklığı, yutma güçlüğü gibi belirtilerle tiroit ultrasonu çektirdiğini ve tanı yoluna gidildiğini açıkladı.

Tiroit kanserlerinin yüzde 90’ının tiroit nodüllerinden alınan biyopsilerle teşhis edildiğini vurgulayan Akıncı, geri kalanın ise ameliyat sonrası patoloji sonuçlarıyla ortaya çıktığını belirtti.

Genetik yatkınlığın yanı sıra, vücuttaki iyot dengesinin bozulmasının da önemli bir risk faktörü olduğunu ifade eden Akıncı, çevresel etkenlerle birlikte tiroit kanseri riskinin anlaşılması için genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin bir arada değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Her tiroit nodülünün kanser anlamına gelmediğini vurgulayan Akıncı, nodüllerin iyi huylu olabileceğini ve genellikle herhangi bir sağlık sorununa yol açmadığını belirtti.

Büyüme eğilimi gösteren, 4 santimetreden büyük, kanser riski taşıyan nodüllerin cerrahi müdahale gerektirdiğini belirten Akıncı, son yıllarda yeni bir tedavi yöntemi olan radyofrekans ablasyonun da tiroit nodüllerinde etkili olduğunu dile getirdi.

Akıncı, lazer ablasyon yönteminin de tiroit nodüllerinde uygulanabileceğini ve bu yöntemin özellikle iyi huylu nodüllerde tercih edildiğini belirtti. Ancak bu yöntemin tiroitit veya hashimato hastalıklarını iyileştirmediğini, sadece nodüller için kullanılabileceğini sözlerine ekledi.

Related Posts

Uzmanı açıkladı: Kalp krizi riskini azaltmada etkili olabilir

Sadece sinir uçlarını değil kalbinizi de mi etkiliyor? Uzmanlar, zona hastalığının kalp damarlarına zarar verdiğini söylüyor. Peki, tek bir aşıyla bu riskleri azaltmak mümkün mü?

Fibromiyalji ile Yaşam Nasıl Olmalı ? 

Uzmanlar, 12 Mayıs Fibromiyalji Farkındalık Günü’nde, görünmeyen ağrıların yaşam kalitesine olan etkisine dikkat çekiyor.

Elin kavrama gücü neye işaret ediyor, nasıl geliştirilebilir?

Elin kavrama gücü, tip 2 diyabetten depresyona kadar bir dizi sağlık konusuyla ilişkilendiriliyor. Peki kendi sıkma gücünüzü nasıl kontrol edebilirsiniz?

Balık keyfiniz kabusa dönüşmesin! Bir lokması bile büyük riskmiş

Balık, yüksek biyolojik değere sahip proteinleri, omega-3 yağ asitleri (özellikle EPA ve DHA), D vitamini ve iyot gibi önemli mikro besinleri içeren değerli bir hayvansal besin kaynağıdır. Dyt. Beste Mum, ancak bazı bireylerde bağışıklık sistemi tarafından alerjen olarak tanımlanarak ciddi reaksiyonlara yol açabileceğini söyledi.

Balık keyfiniz kabusa dönüşmesin! Bir lokması bile büyük risk taşıyabilir

Balık, yüksek biyolojik değere sahip proteinleri, omega-3 yağ asitleri (özellikle EPA ve DHA), D vitamini ve iyot gibi önemli mikro besinleri içeren değerli bir hayvansal besin kaynağıdır. Dyt. Beste Mum, ancak bazı bireylerde bağışıklık sistemi tarafından alerjen olarak tanımlanarak ciddi reaksiyonlara yol açabileceğini söyledi.

Duşta yapılan idrar büyük hata! Uzmanı uyardı: ‘Yıllar içinde böbrekleri bitiriyor’

Duşta idrar yapma, birçok kişinin farkında olmadan benimsediği bir alışkanlık olabilir. Ancak sağlık uzmanları bu davranışın ciddi sağlık problemlerine yol açabileceğini belirtiyor. Amerikalı ürojinekolog Dr. Teresa Irwin de duşta idrar yapma alışkanlığı hakkında takipçilerine uyarılarda bulundu.