CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek ve Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Fırat Epözdemir, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ı ziyaret etti. Zeybek, “Türkiye’de özgürlükler bugün cezaevindedir, basın özgürlüğü cezaevindedir, düşünce özgürlüğü cezaevindedir. Halkına hizmet etmek, sandıktan çıkan irade cezaevindedir. Türkiye bundan 100-150 yıl önce terk ettiği, istibdat anlayışlarına uygun bir yapılanmayla yönetilme gayreti içine girmiştir” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek ve Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Silivri’de Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Gezi tutukluları Can Atalay ve Tayfun Kahraman, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Fırat Epözdemir, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ı ziyaret etti.
Görüşme sonrası açıklama yapan Gökan Zeybek, şunları söyledi:
“Türkiye’de özgürlükler bugün cezaevindedir”
“Geçmişte birkaç yıl önce Silivri Cezaevi’ne geldiğimizde bir ya da iki tutuklu ya da hükümlüyü ziyaret edip ayrılıyorduk. Şimdi bugün yedi milletvekiliyle ziyaret gerçekleştirdik. Hepimiz tabi aynı anda tümüyle görüşme şansımız olmuyor. İşte üç, dört, beş bazen diğer arkadaşlarımız gibi sabahtan akşama kadar görüşme şansımız var. Evet Türkiye’nin geldiği durumu göstermek açısından burası bir ibret vesikası. İddianamesi hazırlanmamış belediye başkanları. Konuştuğu için bugün tutuklu olmuş siyasi partilerin genel başkanları.
Yasal görevini yerine getirmiş, belediye hizmetlerini eksiksiz yerine getirmiş, milletin sandığında 31’de 31 belediye meclis üyesini kazanarak neredeyse muhalefeti temsilde tümüyle sandık dışına bırakmış çok başarılı belediye başkanlarımızı kendi sektöründe başarılı iş insanlarını, iş kadınlarını bugün şu ya da bu gerekçeyle ama çoğunlukla da iddianame olmadan tutulduğunu görüyoruz.
Türkiye’de bugün bu ziyaretten ifade edeceğim nokta şu Suat Toktaş’la da görüştük heyet olarak da görüştük. Diğer arkadaşlarımızla da Ümit Bey’le de görüştük. Yani bir suç var suçlama iddiası var. Fakat suçun kendisine ilişkin hiçbir emare yok. Türkiye’de özgürlükler bugün cezaevindedir, basın özgürlüğü cezaevindedir, düşünce özgürlüğü cezaevindedir. Halkına hizmet etmek, sandıktan çıkan irade cezaevindedir. Türkiye bundan 100-150 yıl önce terk ettiği, istibdat anlayışlarına uygun bir yapılanmayla yönetilme gayreti içine girmiştir.
“Mücadelemizin dozunu arttıracağız ama asla teslim olmayacağız”
Buradan çıkıyorum İstanbul İl Başkanlığı’nda 25 belediye başkanımızla bir toplantı gerçekleştireceğiz. Özellikle belediye başkanlarımızın tüm Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarımızın yüksek performansı, başarısı, bu başarı hiçbir biçimde engellenmemesi ana gaye olduğunu görüyoruz. Belediyeler üzerinden başlayan karalama kampanyası ekonomik anlamda onları etkisiz hale getirme girişimleri, sonra belediyelerimizin etkinliklerinin duyurulmasında aracılık eden medya kuruluşlarının susturulması basın üzerindeki baskıların arttırılması konuşanların susturulması bugün geldiğimiz noktada şubat ayının başında Türkiye’nin ahvali şeriat durumu budur. Türkiye’de demokrasi mücadelesini sürdürüyoruz.
Dün İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde Cumhuriyet tarihimizde görmek istemediğimiz başka bir soruşturma konusu gündeme geldi. İstanbul’un üç kez seçilmiş belediye başkanı hakkında hiçbir mesnete dayanmayan bir soruşturma dolayısıyla ifadesine başvuruldu. On binlerce insan orada toplandı. Toplumu sindirmek, toplumu susturmak, toplumu baskın almaya çalışan irade o gün orada çöktü.
Muhalefetin kendi içinde anlaşamayacaklarını, bir araya gelemeyeceklerini düşünenler o fotoğraflar meydana gelen fotoğraflarla birlik görüntüsünün karşısında şaşırıp kaldılar. Biz bütün bu süreçler içinden içeride konuştuğumuz ve arkadaşlarımızla işte bugün burada Halk TV’nin genel yayın yönetmeni, özgür Gazetecilik yaptığı için toplumu bilgilendirdiği için, toplumun bir siyasi partinin lideri ya da bir büyükşehir belediye başkanının basın toplantısını canlı yayınladığı için bundan dolayı tutuklanmış durumdadır. Bu bütün bunlar karşısında güçlenerek çıkacağız. Mücadelemizin dozunu arttıracağız ama asla teslim olmayacağız ve biliyoruz ki biz haklıyız ve sonunda kazanacağız.
“Cumhurbaşkanlığı’nın ya da AK Parti’nin yöneticilerinin Türkiye’yi götürmek istedikleri bu girişimden bir sonuç çıkmaz”
Zeybek, gazetecilerin “Çağlayan’daki kalabalığa Erdoğan’dan bir eleştiri de var. Terör örgütünün sloganını attılar, polise saldırdılar diye. Bunu nasıl cevaplarsınız” sorusuna şu yanıtı verdi:
Milletvekili arkadaşlarımız orada polis arkadaşlarla görüşerek bariyerin kaldırılmasını sağladılar. Sonuçta kitle de geldi belediye başkanlarımızı dinledi. Sonra da sessiz sedasız herkes ayrıldı. Cumhurbaşkanlığı’nın ya da AK Parti’nin yöneticilerinin Türkiye’yi götürmek istedikleri bu girişimden bir sonuç çıkmaz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin hiçbir yöneticisi bu ülkede canını siper etmiş olan Türk polisiyle Türk Emniyet güçleriyle asla karşı karşıya gelmesi için bir görüntü oluşması için birtakım provokasyonlara girmiş olabilirler ama bizde buna müsaade etmedik etmeyeceğiz”
Mahmut Tanal: “Burası yasaklar ülkesidir”
Mahmut Tanal da şöyle konuştu:
“Son söz olarak Türkiye’nin geldiği nokta şu anda bir tarım arazisinin bulunduğu bir yerde yayın yapıyoruz. Yani 12 Eylül 1980 darbesinde maalesef basın mensupları cezaevlerinin kapısı önünde de yayın yapıyorlardı, adliyenin kapısının önünde de yapıyorlardı. Ama şu anda cezaevinden bir kilometre uzaklıkta bir yerde yayın yapıyoruz. Diyoruz ki bu işte bundan daha uluslararası arenada daha kötü bir duruma düşemeyiz.
AKP iktidarın bize getirdiği alan bu alandır. Böyle bir alanda belirsizlik var bir hukuki güvensizlik var. Ne yerli ne yabancı yatırımcı ülkede yatırım yapmaz. Bundan daha kötü ne olabilir? Ama Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bu kötü olan tüm bu yasakların hepsini kaldıracağız. Zamanında şu deniliyordu AK Parti demek yasaklar demekti. Evet AK Parti demek yasaklar demek. Bir kilometre cezaevinin uzağında, bir kilometre uzakta yayın yapılıyorsa ve buna izin verilmiyorsa burası yasaklar ülkesidir.” (ANKA)
More Stories
Bir bacağını kaybetti ama sevgiyi buldu
Kırşehir’de Okul Kantini Çalışanlarına Hijyen Eğitimi
Ali Şehirlioğlu’ndan Ümit Özdağ’ın Tutukluluğuna Tepki